30 Eki 2011

silme meselesi. silikleşmekten gelir.

tuşlardaki kadar basit görmüşseniz siz bu işi bayım, ben çok yanılmışım.
tuşlarla oynar gibi kaldırdıysanız hafızanızdan beni de, ben çok safmışım.
tuşlara basmak gibi anlık gördüyseniz az da olsa yaşanmışlığı, ben çok körmüşüm.
ben yanılmışım, safmışım, körmüşüm de..
siz koca bir aptalsınız.
reelde geri alamadığınız yaşanmışlıkları sanalda da silemezsiniz.
o oradadır, kalır.  geri alsanız da bayım, zamanında yapılmıştır.
inkar riyakarlıktır.
ben de yazılarımı silerim. tek tuşla...
ama dedim ya, inkar riyakarlıktır!

Siz istediğiniz kadar inkar edin, ben de çok güzel görmezden gelirim.


önce şok geçirdim, üzüldüm.
şimdi mi?
ne fark eder? görmezden geliyorum.

sırf merak bayım!!
koltuktaki ses nasıl silinecek, ya oturduğunuz yerdeki benliğiniz, konuşmaları kim, hangi tuşla silecek.
Biliyorsanız söyleyin ben de onları sileyim.
aslolan da bu değil mi?
sizin için hiç olabilir bahsettiklerim.
umurumda değil-
ancak bayım silmek için vaktinizi boşa harcamışsınız...
ya da vaktiniz de hiç sizin için... olabilir!


_ o gün demiştim ya, şarkıyı duyduğumda bir şey hissetmeyeceğim gün hani. yokmuş öyle bir gün!
.sildim gitti!
ben kendi yarattığım kişiyi sevmişim bayım siz  kendinizi bile sevemezken!

bu ses sadece hayal kırıklığım.
onu silmeme gerek yok. hep hatırlayacağım yere koyacağım.
sevmeleri bilenleri sevdiğimde arkama dönüp üzülmemem gerektiğini duyuyorum bu seste.
yani ben hayal kırıklığımla gurur duyuyorum.
hayal kırıklığım beni yanıltmadığı ve hayal kırıklığı olarak kaldığı için.

silme meselesi silikleşmekten gelir. silikleşen biri anı silse de dokunmaz!
 iyi günler bayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder