23 Oca 2014

intihardan bakmak

İntihar etmek için çok güzel bir dünyada yaşıyoruz. Hayata geliş amacımız ne ki? Bizden milyarlarca yıl önce kurulmuş bir düzenin içine doğuyoruz. Bize dayatılan etiketleri kabul etmediğimizi varsaydığımızda bile, kendimize bir etiket almış oluyoruz. Diğerlerinin beğenmediği, kabul etmediği, sevmediği etiketleri alıyoruz. Marjinal oluyoruz, değişik oluyoruz yine de bir şekilde etiketleniyoruz... Diğerleri kim? Bizim dışımızdaki herkes... Kendimize, bize benzeyenlerden birer topluluk yaratıyoruz. Darbe almamak için, yalnız kalmamak için ya da bunun gibi bir sürü şey... Kimseyi düşündüğümüzden değil, kendi bencilliğimizden..
Kaosta yaşamayı düşünemeyiz. Her kaos kendi içerisinde kendi düzenini yaratmakta. Farklı şekillerde, farklı boyutlarda adlandırılmış düzene bir şekilde dahil oluyoruz. Hiçbir şey yapamadığımız an, kendi düzenimizi yaratıp içine giriyoruz. Bunun etiketi de dışlanmak oluveriyor.
Toplumun benimsediklerini benimsediğimizde ise, içinde yaşadığımız düzenin içerisine hapsolarak devam ediyoruz, hayata! Kendimize gelecek hazırlıyoruz. Ne için? Bilmiyoruz. Düzen, bunu yapmamızı söylüyor, yapıyoruz. Sorgulamayı ilerlettiğimiz an deliliğin eşiğindeyiz. Delilikten korkuyoruz. Neden? Toplum tarafından kabul görmeyen her şey korkucutu çünkü.
Anda yaşıyoruz aslında. Her şeyimiz şu saniye... Benim bu yazıyı yazdığım an, sizin bu yazıyı okuduğunuz kadar kısa her şey... Anda yaşadığımızı hiç hatırlamayarak, geçmişe anlamlar yükleyip geleceğimize taşıyoruz. Tüm varlığımızla, benliğimizi... Evrene ayak uydurduğumuzun farkına bile varamayacak kadar aciz durumdayız.
Evren bizi hiçbir şekilde umursamıyor. Biz, her zamanki gibi, kendi bencilliğimizle bizi önemsediğini zannederek yaşıyoruz. Dünyaya gelmemiş olabilirdik. Düşünceden ve enerjiden ibaret benliğimizle hiç olmayabilirdik. Bu kimin umrunda? Yine, sadece bizim. Evren olağan güzelliğiyle akışına devam etmekte ve bizim intiharımız, yine bizi ilgilendirmekte!
Hayattaki amacımızı bulmak da  sorunumuza katkı sağlamayacak, sanırım... Bir şekilde bu evrende yaşıyoruz. Ayak uydurarak ve ayak uydurmaya çalışarak yaşamaya devam edeceğiz.. Sadece tüm olan bundan ibaret. Gerisi bizim teferruatımız!


Ve, doğanın seslerine dokunmayı başarabilseydik, evrene karışmamız daha kolay olurdu, belki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder