21 Eyl 2012

birini bekler gibi...

 öylece durdum, dün.
 metro istasyonunun yanında.
 insanlar gelip geçti önümden.
 yanımdan.
 kadın erkek, küçük büyük. çirkin...
 yüzleri silik çoğunun.
 kimi, iki kez geçti önümden. yönünü kaybetmiş gibi.
 kimi de koşturarak.. acelesi varmış gibi.
 ben, öylece durdum.
 ne aradığım bir yönüm vardı , ne de acele edilecek yerim.
 öylece bekledim. öylesine.
 kimi beni farketti, kimisi etmedi.
 kimi yüzüme baktı. bir tanıdığa bakar gibi.
 kimi kafasını bile kaldırmadı. umursamazmış gibi.
 ben öylece durdum.
 birini bekler gibi. ama daha çok kendimi...

 o an;
 benliğimden çok fazla insan geçti.
 hiçbirinin sesi yoktu.
 yüzleri silik.
 ben öylece bekledim.
 bi ara adımı seslendiklerini duydum. yanılsamaymış gibi
 durmaya devam ettim.
 birini bekler gibi, ama en çok kendimi...


18 Eyl 2012

doroti

geçmişin çürümüş kokusu. kötü rüya göreceğini bile bile uyumak. geçmişe uyanmak. saatin bozuk sesi. hava puslu. her şey puzzle'ın parçaları gibi. birbirini tamamlayan ama birbirinden kopuk öğeler. bir bardak içki. boş kavramında buluşan şişeler. serde mutluluk. hüzün olmadan geçmiyor zaman. kopuk cümleler arası bağlaçlarla tutunulan hayat...

her şey apaçık. mutluluk olsa da hüzün olmadan tamamlanmıyor yaşam...