13 Ara 2012

...









 ...

sevmeyi unutturup, sonra yeniden hatırlattığın için teşekkür ederek kapatıyorum kapını...ikibinonbirin sondan önceki ayında, unutulan ve bir bakımdan kaybedilen değerlerin, yıkılan tabuların kalıntıları arasından çıktı beden... tozluydu, üfleyerek geçmezdi. ama geçti. kötü başlayan anıların yarım tebessümünden sonra kahkaha atarak diyorum ki, hoşçakal ikibinoniki.

12 Ara 2012

yüksek bar taburesi

sıradan bir geceydi işte. şişelerin ve dolu kültablalarının olduğu.. sıradan günün sıradan gecesi. 
sıradan sıkılmalar vardı. belki senin yaklaşman da sıradan sıkılmanın eseriydi.  kalabalık bir ortamda pek de tanımadığın insanlar mevcut. Mevcut durumun olağan sıradanlığıyla edilen sohbetler. biten içki şişeleri, sarhoş ağlamaları. bi sevgili kavgası. kapının sürekli açılıp kapanması. gelen ve giden insanlar.  dolan ve aynı hızla boşalan kül tablaları. kafalar iyi, kafamız güzel. sıradan muhabbetler.. sıradanlığın monoton bir hal almasıyla kalkıp gidilen bar.
hiç bar taburesi üzerinde oturup şarkı söyledin mi sen? ben bar taburesine oturmayı sevmem pek, çok yüksek. yüksek hayaller vardı. hayaller dümdüzdü de sen çok yüksekte kaldın hayallere. sahneye çıkan insanlar, peşimize takılan güzel ve sarhoş kızlar, içilen içkiler. Çok iyi anlaşmıyormuşuz biz. çok iyi anlaşmak istemişiz ama. ya da senin kafan her zamanki gibi çok iyiydi, neyse. sıkılmanın eseriymişiz biz, sıkılıp sarhoş eğlenmesinin... 


yirmi temmuz ikibinoniki
M'onaco aslında salak bi kız değil!

1 Ara 2012

Çok değil, gözyaşının tuzunu hissedecek kadar.



 5. dakikadan sonra dinleyin..
24 saatin ne kadar uzun olduğunun farkına varın.
Dün ne kadar kısa gelmişti, halbuki.
Şimdiki zamandan bakıldığında, geçmiş bir 24 saat ne kadar da uzun!
İçinde bulunduğunda farketmeyecek kadar...
Farkına vararak yaşamadığımızdan hep. 
Bir parça ağlayın.
Gözyaşının tuzunu hissedecek kadar. kafi!
Dün, çok kısaydı hayıflanmanıza ağlayın, sabah uyandığında geceden gitmiş olanlara ağlayın, mesafelerin uzunluğuna ağlayın, uzak kalmak zorunda olmaya ağlayın.
Çok değil, sadece gözyaşının tuzunu hissedene kadar.
Üzüntüden değil,  mutlulukla da tamamiyle alakalı değil.
Bir his arıyorsanız ağlamak için, kızgınlık olsun bu.
Neden dünün uzunluğunu 'dün' farkedemediğinize ağlayın. Bugün daha uzun gelecek!
24 saat doldu. balkabağına dönüşmeden taksi, gitmeli sevgili. zorunluluklara ağlayın.
Mesafelere küfrederek!
Çok değil, sadece gözyaşının tuzunu hissedene kadar.

Bugün hayıflanma günü. Dünün uzunluğunu anlayamadığına... Keşke bir saat daha olsa şimdi...
Ayrıca bu şarkının güzel olan kısmı neden bu kadar kısa?


tek uyanmanın hayıflanmasıyla, dünün güzelliğinin tebessümüne.