30 Oca 2012

karmaşıklık kendi içinde karışık.



Sevmekle aşk aynı şey olmadığı gibi bir de arzulamak fiilini doğurduk, biraz sancıyarak...
Ben daha ilk ikisine alışamamıştım oysa...
Kavramlar var, yarattığımız tabularımız. istediğimizi istediğimiz gibi yaşayamadığımız duvarlarımız var bizim.
Aldatma ile aldatılma var, bir de ikisinin doğurduğu aldanma.
Oysa sadece uyumak istemiştim ben, ayaklarını ayaklarımın altına alıp...
Ya da yüzünü yüzüme dayayıp, göz bebeklerine bakıp.
Belki senin göz bebeklerin benimkilerden daha büyüktür...
Sonra gideceğim.
Zaten gitmesem de sen gideceksin. önemi de yok.
Ben geçerken uğramıştım.

Kimseye duyurmadan, sessizce.  hayatlarımıza dokunup gitmek bu kadar karmaşık olmamalı! olmamalıydı.

22 Oca 2012

öyle bir şey işte. son...




sen gelmedin o gece.
gelseydin belki farklı olurdu her şey.
gelseydin belki biterdik sonsuza dek, belki de kaldığımız yerden derdik.
gelseydin anlamı olurdu gelişimin.
gelseydin sadece gelmiş olurdun.
ama gelmedin.

sen gelmedin o gece.
senin gelmediğin kesinleştiği an. öldüm.
...
gittim seviştim. başka bedenle.
kafasını kimi zaman sen yaptım, sesini sen yaptım çoğunlukla.
ama tam olmadı hiçbir zaman.
sen olmadın.
kendimi kandırdım.
kendimi kandırmayı becerdim(!)
oysa genel hayat repliklerindendi bu. gözlerini kapat olmasını istediğin adamı düşün.
olmadı.
...
tek uyandım sabah. bedenim kusuyordu.
ruhumda yok bir şey. zaten kayıp ya da  ölü.
sonra bir şarkı tınısı beynimde çok üzgünüm istemeden...
-istemeden.. ama düşünmedim hiç. isteyip istemediğimi yani.
sonra şarkının devamı seni dün gece aldattım...
-biz birlikte mi... (bedenim kusuyor) ydik...
aldatma nedir? birlikte miydik ki. sen demiştin. hatırladın mı?
birliktelik nedir? birlikte olmak ne zaman ölür.
sonra birlikte olduğumuz fotoğraflara baktım. birlikte yazdığımız yazışmalara.
birlikte miymişiz? sorgulamadım.
ne önemi var. şimdi yoksun.
ayrıldık mı? sorgulamadım.

sancımıyor vücudum. ağlamıyorum da.
ağlamış mıydım? hatırlamadım.
evet, sen bana timsah demiştin sevgilim. bana değil, gözyaşlarıma. hatırladım.
sorgulamadım ama.

sorgulamıyorum artık, anlamlandırmıyorum da. hatırlamıyorum.
ama şunu bil.
elimde bir kadeh şarap. hiç sevmem.
haykırıyorum.
ben hiç sevgilimi aldatmadım.
ve kadeh hala elimde, içmiyorum...
hatırladın mı? ben unutmuyorum.

ve kahretsin, seni seviyorum.
sorgulamıyorum.
kışa lanet okuyorum. ve ikimize...
tüm lanetimizle kışı lanetlediğimiz için.
baharı bekleyemediğimiz için.

.
büyük harflerim yok. kaybettim.
kabullenişimi kabullenmeye çalışıyorum.
ve gittiğin gerçekliğini...
büyük harflere gerek yok. büyük laflar etmeye gerek yok.
söylenecek hiçbir şey söylenmedi.
sonra konuşuruz... hatırladın mı?
ben hiç unutmadım.
sonra... konuşuruz... sevgilim. sonra. . .

not: ölüler sevişemez zaten!



hamiş: ben hiç... (I never...) bir tür oyundur ve içki ile oynanır.

18 Oca 2012

ağla-mak

neye ağlar insanlar...
kadın ya da erkek...
ne için ağlar...

kim için.
değer mi değmez mi o an sorgulamadan.
aslında zaten değmediğini kabullenemezken...
kabullenmek ne demek...

peki ya sevmek.

neden nedensizlik bu kadar zor.
ya da cevaplar acı.
ya da cevaplar var mı.

sadece noktalarım var elimde, noktalama işaretlerim bile gitmiş.

bildiğim tek şey artık kağıtlar yerine klavyeler ıslanıyor...

9 Oca 2012

Sustun ya sen...

Sustun ya sen, aynı anda bir kırılma duydum.
Camın düşerken çıkardığı ses gibi, ama farklı.

Önce korktum sonra üzerine yürüdüm kırıkların.
Sustun ya sen, daha çok battı kırıklar boğazıma.
Belki konuşsaydın ben de konuşurdum kırıklarımı.
Belki acıtmazdı konuşsaydık bu kadar.
.
Sustun ya sen, aynı anda bir koku duydum.
Kül tablasında bekleyen izmarit kokusu gibi, ama farklı.
Yanık kokusu gibi daha çok, ama değil.
Sustun ya sen, her yer yanık izmarit kokuyor şimdi.
.
Sustun ya sen, aynı anda bir tat aldım.
Deniz tadı gibi, ama farklı.
Her damlası daha tuzlu, daha sık...
.
Sustun ya sen, hıçkırık duyuldu bir yerlerde tuzlu damlalarla karışık.
Konuşsaydın tatlanırdı belki damlalar.
Her şey tuz tadında şimdi.
.
Sustun ya sen, sustum ben de. Kırık cam sesinden başka şey duymuyorum. Her yer yanık kokuyor. Tuza bulanmış tatlar var ağzımda. Yüzüm ıslak.
.
Sustun ya sen, sustum ben de. Birlikte cam şıngırdamalarını dinliyoruz şimdi. Ben duyuyorum, sen duyuyor musun bilmeden.
Sustun ya sen, sustum ben de. Birlikte yanık izmarit kokulu havayı soluyoruz şimdi. Ben kokluyorum, sen  alabiliyor musun bilmeden.
Sustun ya sen, sustum ben de. Birlikte bekliyoruz şimdi. Hangimiz ilk gidecek bilmeden...

Kış soğuğunda sonbahar ılıklığı arıyorum, sonbaharda geldin diye hep. Belki bahara değişir her şey. Belki de bahar olmaz hiç. Birlikte bekliyoruz şimdi. Baharı yokluyoruz, belki tutunuruz diye...