25 Şub 2012

öylesine bir şarkı.

Bir şarkı vardı. Sen şimdi hatırlamazsın da, bir filmde geçiyordu...
Uzun zamandır dinlemediğim. 
Öylesine bir şarkı işte...
Bitti diye açtım.
İlk saniyesinde boğulduğumu hissettim!


Şarkı ilerledi.
Oturduğun yere baktım. Oradaydın...
Şarkı ilerledikçe kayboldun.. Şarkıya alıştıkça silikleştin.
Şarkı ilerledi.
Anılar oturdu oraya, öyle teker teker. Hızlıca.
Sonra onlar da gitti..
Şarkı devam etti.


Sanırım bu sekizinci dinleyişim şu an. Sanırım diyorum çünkü saymayı bıraktım..
Öylesine bir şarkıydı. Öyle kaldı.
*
İnsanlar ilk duyduklarında tepki verdiler. Az ya da çok. Sonra hepsi kendi hayatlarına döndü.
Ama ben öldüm.
Fark eden olmadı.
Ben de sıradanlaştırdım zaten. 
Kendim için en hafifini istedim.
Şarkı ilerledi. 
Sıradanlaştık.
Ama ben öldüm...
Sıradanlaştı.


Çok aleladeyiz şimdi. 
Şarkı da bitti zaten, ve ben tekrar açamayacak kadar yorgunum.

22 Şub 2012

Gece Avuntusu

Sevgi dilendiğim sokakları çoktan geçmişim.
Yanılıyorsun sevgilim.
Kabullenememe sürecindeyim şimdi.
'Bu adamı mı sevmişim' sorusunu soruyorum duvarlara.
Cevabının olmadığı sorular.
Duvarlar da soğuk zaten.

Korktuğuna değmedi aslında ya da değmeyecekti karşılaşsaydık tekrar.
O sokaklar çıkmazda. Biliyordum zaten, susmalarım o yüzden.

Neyse çok bir önemi yok.
O duvarlar karalı, milyon kere sorulan sorularla dolu...
Hepsi de cevapsız.
Bundan sonrakilerin de cevabı olmayacak.


*


P.S: 'Bir gün, biri çıkar karşına, sevgilicilik oynarsın... Sonra gider.' demişti bir arkadaşım, biten ilişkisini anlatırken..
Ne zaman kullanacağımı hiç merak etmediğim bir cümleydi...

*



hayatım bundan kötü olamaz dediğin an biri çıkar karşına... zaten kötü, ne kadar iyi olabilir ki deyip anı yaşamalı mantığında ilerlersin, iyi hissetmeye başlarsın az, çok... sonra hayatının aslında çok da kötü olmadığını hissedenler daha da boktan yapmak için hiç çekinmezler. sen elindeki tek anlama tutunmaya çalışırken hiçbir zaman 'hayatım bundan kötü olamaz.' dememeyi öğrenirsin! o anlam senin hayatındaki tüm anları da alır, gider.
güven, arkadaşlık, aşk, sevgi ... tüm kavramlar birbirine vermiştir... sen, 'ağzı bozuk aşk mektupları' yazıp silersin...


 giden arkadaşlara ve yıkılan arkadaş kavramına selam çakıp iyi ki  kazık yemişim, değerini sonradan anladığım arkadaşlarım yanımda avuntusunu yüzüne ve tüm benliğine yayarak, ben ne hayat anlamları kaydırdım tesellisini de kalbine ilke yapar, o çıkmaz sokaklarda at koşturursun.
hayatının içine sıçanlara tek tek selam göndererek...

12 Şub 2012

saydamlaşma





Sesleri duyuyor musun?
İçim seni kusuyor.
Hissediyor musun?
Sancıyorum.
Seslerimi silmeye çalışıyorum, seslerini de.
Ellerini siliyorum, ellerimden.
Anı kusuyorum.
İçimdeki mutlu anları öldürüyorum. Kendi ellerimle.
Mutsuz olanları seçiyorum özenle.
Tek tek yüceltiyorum onları.
İşimi bitirdiğimde azılı bir katilden farkım olmayacak.

Mutlu anlarımızı öldürdüm sevgilim...
Rahatça uyuyabilirsin, seni rahatsız etmeyeceğim artık.

8 Şub 2012

özledim

Sanırım seni özledim.
Yerine adamlar koydum.
Yüzlerini sana boyadığım. seslerini sen yaptığım adamlar...
Boyalar aktı, sesler boğuk.
Sanırım seni özledim.
Bilmiyorsun ama.
Gurur var serde, ondan!

Yine adamlar yapacağım, yüzlerini boyayıp sesini sana benzeteceğim.
Belki sevişecek belki sadece oturacağım.
Sonra seni özleyeceğim.
Kendime itiraf edemeyecek ve yerine başka adamlar koymaya devam edeceğim.
Sonunda alışma adı altında unutacağım.
Ama seni özlediğim değişmeyecek.
Özleyeceğim. alışana dek.