12 Ara 2012

yüksek bar taburesi

sıradan bir geceydi işte. şişelerin ve dolu kültablalarının olduğu.. sıradan günün sıradan gecesi. 
sıradan sıkılmalar vardı. belki senin yaklaşman da sıradan sıkılmanın eseriydi.  kalabalık bir ortamda pek de tanımadığın insanlar mevcut. Mevcut durumun olağan sıradanlığıyla edilen sohbetler. biten içki şişeleri, sarhoş ağlamaları. bi sevgili kavgası. kapının sürekli açılıp kapanması. gelen ve giden insanlar.  dolan ve aynı hızla boşalan kül tablaları. kafalar iyi, kafamız güzel. sıradan muhabbetler.. sıradanlığın monoton bir hal almasıyla kalkıp gidilen bar.
hiç bar taburesi üzerinde oturup şarkı söyledin mi sen? ben bar taburesine oturmayı sevmem pek, çok yüksek. yüksek hayaller vardı. hayaller dümdüzdü de sen çok yüksekte kaldın hayallere. sahneye çıkan insanlar, peşimize takılan güzel ve sarhoş kızlar, içilen içkiler. Çok iyi anlaşmıyormuşuz biz. çok iyi anlaşmak istemişiz ama. ya da senin kafan her zamanki gibi çok iyiydi, neyse. sıkılmanın eseriymişiz biz, sıkılıp sarhoş eğlenmesinin... 


yirmi temmuz ikibinoniki
M'onaco aslında salak bi kız değil!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder